Susurluk kazasında hurdaya dönen Mercedes’ten, o güne dek birlikte olabileceği düşünülemeyecek dört kişi çıktı: Sedat Bucak, DYP Urfa Milletvekili ve Bucak aşireti reisi; Gonca Us, manken; Hüseyin Kocadağ, polis okulu müdürü, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı ve Abdullah Çatlı, cinayet ve uyuşturucu kaçaklığı gibi suçlardan İnterpol ve Türk polisi tarafından aranan devlet ajanı. Kazadan yaralı olarak kurtulan tek kişi olan Bucak'a ait aracın bagajından çok sayıda ağır silah, sahte pasaport ve kimlik çıktı.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller’in kazadan yaklaşık bir ay sonra Çatlı’yı kastederek ‘‘Devlet için kurşun atan da, yiyen de bizim için şereflidir" demesi, siyasilerin olayı aydınlatma isteksizliklerinin sembollerinden oldu.
Bir Dakika Karanlık eylemleri, işte bu noktada toplumun şeffaf devlet talebini yükselterek devreye girdi. Avukat Ergin Cinmen, eylemlerin somut sonucu olarak İstanbul DGM'de (Devlet Güvenlik Mahkemesi) ‘‘Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Özel Tim’e açılan dava’’ya ve Refah-Yol hükümeti düştükten sonra Susurluk’u aydınlatma vaadiyle başa geçen Mesut Yılmaz’ın hazırlattığı Susurluk Raporu’na işaret ediyor: ‘‘Bu son derece önemli bir rapordu, o güne dek asla değinilmeyen konulara değinildi, derin devlet yapılanmasının emarı çekildi.’’
DGM’de Susurluk yargılaması
Tarih: 2 Haziran 1997-12 Şubat 2001
Sanıklar: Susurluk sonrası ilk büyük dava, İstanbul 6 No’lu DGM’de açıldı. 14 sanık, 'silahlı çete kurmak’ ve ‘aranan kişileri saklamak’ ile suçlanıyordu: Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin, emekli Yarbay ve eski MİT’çi Korkut Eken, Özel Harekat'ta görevli yedi polis (Ayhan Akça, Mustafa Altınok, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Enver Ulu, Oğuz Yorulmaz), uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz, Bucak'ın özel şöförü Abdülgani Kızılkaya, öldürülen Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal'ın firari ortakları Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir ve Bahçelievler katliamı hükümlüsü, firari Haluk Kırcı.
Cezalar: 2001’de DGM, İbrahim Şahin ve Korkut Eken hakkında, ‘çete kurmak ve yönetmek’ suçundan verilebilecek en üst sınır olan altışar yıl hapis cezasına hükmetti. Diğer 12 sanık da ‘çete kurmak’ suçundan dört yıl hapse mahkum edildi. Şahin ve Eken ömür boyu, diğer sanıklar ise üç yıllığına kamu hizmetlerinden menedildi. DGM, gerekçeli kararında yapılanma hakkında ‘'en tehlikeli çete'’ dedi, '’İç ve dış güvenliğin katillere, uyuşturucu kaçakçılarına, kumarhane işletmecilerine emanet edilmesi kabul edilemez bir davranıştır'’ yorumu yaptı.
Yargıtay 8. Dairesi, DGM’nin Susurluk kararını ‘eksik soruşturma’ gerekçesiyle bozdu, fakat Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun ‘'davanın Türkiye’nin temiz toplum özleminin simgesi haline geldiğine'’ işaret eden itiraz başvurusu üzerine 16 Ocak 2002’de DGM’nin kararını onadı. İnfaz yasası gereğince Eken ve Şahin yaklaşık 2 yıl 5 ay, diğer sanıklar da 19 ay hapis yatacaktı.
2003’te Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, bir trafik kazasında ‘hafıza kaybı’ geçirdiği gerekçesiyle Şahin'in 486 günlük hapis cezasını affetti.
Bucak ve Ağar’ın dokunulmazlık kalkanı
Yargılama başladığında DYP Milletvekilleri Mehmet Ağar ve Sedat Bucak dokunulmazlıklarından dolayı hakim önüne çıkartılamamıştı. 11 Aralık 1997’de TBMM Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla dokunulmazlıkları kaldırılınca ‘silahlı çete kurmak' ve ‘aranan kişileri saklamak’ suçlamalarıyla sanıkların arasına katıldılar. Ağar ayrıca ‘görevi kötüye kullanmak’, Bucak da ruhsatsız silah bulundurmakla suçlanıyordu.
Ağar, DGM'deki ifadesinde '’terörle mücadelede devletin özel yöntemler kullanmasının zorunlu olduğunu'’ savunarak '’Ne yani, teröristleri filitle mi (böcek ilacı) temizleyecektik?’' demişti. İkinci kez milletvekili seçilerek dokunulmazlık kazanan Bucak (DYP) ve Ağar’ın (bağımsız) yargılanmaları 3 Mayıs 1999'da durduruldu.
Bucak tek gün hapis yatmadı
Bucak'ın yargılanmasına 2002'de vekil seçilemeyince başlanabildi. Bucak İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çete suçundan beraat etti, diğer suçlardan ise 'Rahşan affı' sayesinde kurtuldu.
Kamuoyunda ‘Rahşan affı’ olarak bilinen, 21 Aralık 2000’de yürürlüğe giren 4616 sayılı ‘23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’ kapsamında Bucak’ın çete dışındaki suçlarının kesin hükme bağlanmadan ertelenmesine karar verilmişti.
Davayı 21 Haziran 2007’de sonuca bağlayan Yargıtay, Bucak’ın Susurluk çetesine üye olduğu ve yardım ettiği gerekçesiyle 1 yıl 15 günlük hapis cezasını onadı. Ancak ceza ertelendiği için Bucak hapse girmedi.
DGM’de 1997’de yargılanma başladığında Bucak için 20 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Ağar 1 yıl kalıp çıktı
Ağar da 2007’de milletvekili seçilemeyince dosyası tekrardan açıldı. Bu yargılama sonucunda 'silahlı örgüt yöneticisi' olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İnfaz yasası gereği 3 yıl 9 ay boyunca hapis yatması gereken Ağar, 2012 Nisan’da girdiği cezaevinde 1 yıl kaldıktan sonra ‘denetimli serbestlik’ çerçevesinde tahliye edildi.
Faili meçhul davası devam ediyor
Ağar, 90’larda yaşanan 18 faili meçhul cinayet nedeniyle Kasım 2013’te tekrardan yargılanmaya başlandı. Hala Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 19 sanığı arasında Susurluk’ta hüküm giyen birçok tanıdık isim var: Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin, emekli Yarbay ve eski MİT’çi Korkut Eken ve Özel Harekat polisleri Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Enver Ulu. Davaya konu faili meçhuller arasında BDP Milletvekili Pervin Buldan’ın 1994’te ölü bulunan eşi Savaş Buldan da var. (Eİ/HK)